Antimikrobiyaller, insanlar, hayvanlar ve bitkilerdeki enfeksiyonları tedavi etmek için hayat kurtarıcı tedaviler olarak görülürken, dirençli organizmaların ortaya çıkışı enfeksiyonları tedavi etmeyi giderek zorlaştırdığından, aşırı kullanımları artık ciddi bir paradoksu doğuruyor.
FAO Gıda Güvenliği Sorumlusu Jeffrey LeJeune, bu durumu, antimikrobiyal madde kullanımından bireysel olarak yararlananların istemeden de olsa bir bütün olarak toplum üzerinde ciddi sonuçlara yol açtığı bir “ortak ürünler trajedisi”ne benzetiyor.
Yayın, gıda kaynaklı AMR’nin sadece sağlık hizmetleri maliyetlerini artırmadığını, aynı zamanda gıda üretimine de zarar vererek tüm ekonomiyi etkileyen bir dalga etkisine neden olduğunun altını çiziyor.
FAO Gıda Sistemleri ve Gıda Güvenliği Bölümü Ekonomisti Diletta Topazio, gıda kaynaklı AMR’nin gizli ekonomik yükünü ortaya koyuyor.
Antimikrobiyal dirençli bakteri ile kontamine olmuş gıdaların neden olduğu hastalıkların sıklığı ve süresi, halk sağlığı sistemleri üzerindeki yükü artırarak verimlilik kayıplarına ve beklenenden erken ölümlere neden olur.
Şaşırtıcı bir şekilde, Antimikrobiyal dirençli bakteri neden olduğu her Tifo dışı Salmonella (NTS) vakası, tahmini 10 milyon ABD doları değerinde bir ekonomik değere yol açmaktadır.
Yalnızca 2019’da dünya çapında 5.000’den fazla kişi antimikrobiyallere dirençli NTS enfeksiyonları nedeniyle hayatını kaybetmiştir ve bu da 50 milyar ABD doları gibi beklenenin çok üstünde bir yük anlamına gelmektedir. Bu rakam, antimikrobiyal dirençli gıda kaynaklı hastalıklardan sorumlu 30’dan fazla patojenden yalnızca birini açıklayarak, sorunun kapsamlı ve endişe verici boyutunu göstermektedir.
Gıda Kaynaklı Antibiyotik Direnci: Tehditler ve Çözümler
LeJeune, gıda kaynaklı antibiyotiğe dirençli bakterilerin, acil sağlık tehditlerinin ötesine geçen geniş kapsamlı sonuçlarını vurguluyor.
Ekonomik büyümenin yapısını ve gezegenimizin refahını tehlikeye attığını iddia ediyor. Kontrol edilmezse, bu sessiz tehdit, küresel refahı baskılayabilir ve sürdürülebilir gıda sistemlerinin geleceğini de tehlikeye atabilir.
Dünya, gıda kaynaklı antibiyotiğe dirençli bakterilerin ekonomik sonuçlarıyla boğuşurken, FAO’nun yayınladığı makale, krizi hafifletmek için temel tavsiyelerini ortaya koyuyor.
Hükümetler, tarımsal gıda sistemlerinde AMR’yi en aza indiren ve kontrol eden, gıda kontrol mekanizmalarını destekleyen ve antimikrobiyal kullanım yönetimi uygulamalarını benimseyen gıda üreticilerini destekleyen politikalar geliştirmeye devam etmektedir.
Ayrıca makale, stratejik müdahalelere bilgi sağlamak ve küresel işbirliğini teşvik etmek için gıda ürünlerinde AMR ile ilgili verileri toplayan, analiz eden ve paylaşan kapsamlı bir entegre sürveyans sistemi çağrısında bulunuyor.
İnsanlık için bir uyanma çağrısı
Bir yandan büyük bir hızla teknolojik ilerlemeyi devam ettirirken, varolan bu FAO makalesi, en derin tehditlerden bazılarının gıda sistemlerimizde gizlenen sessiz tehditler olduğunu bize kesin bir şekilde hatırlatmaktadır.
Gıda kaynaklı AMR, yaklaşan ekonomik krizi önlemek ve gelecek nesillerin refahını korumak için acil önlem, işbirliği ve küresel dayanışma gerektirmektedir.
Bu zorluk karşısında dünya, antimikrobiyal kullanımının yararları ile herkes için dayanıklı, sürdürülebilir ve müreffeh bir geleceğin korunması arasında bir denge kurmak için birleşmelidir.
Ekonomilerimizin, topluluklarımızın ve gezegenimizin iyiliği için, gıda kaynaklı antimikrobiyal direncin yükselen dalgasına karşı koymak için çağrıya kulak vermek ve kararlı bir şekilde hareket etmek zorunludur.