ABD Tarım Bakanlığı’nın Gıda Güvenliği ve Denetleme Servisi (USDA’nın FSIS’si), E. coli O157:H7 için “sıfır tolerans” politikasına sahiptir. Sığır etinde oluşacak az miktarda bir kalıntıda bile, partinin tamamı tüketime uygun değil olarak işaretlenir. Bununla birlikte, bu kadar düşük konsantrasyonlarda patojenleri tespit etmek teknolojide ilerlemeyi gerektirir.
Dr. Applegate ve ekibi tarafından geliştirilen yeni test, örnekleri bir üretim tesisinden bir FSIS test laboratuvarına göndermek için gereken 15 saat veya daha uzun süre boyunca hem örnek çoğaltma hem de patojen tespiti yapılacak şekilde tasarlandığından zamandan tasarruf sağlıyor. Bu, ürün FSIS tarafından alındığında tahlil pozitif veya negatif bir sonuç vereceğinden, ürünün piyasaya daha hızlı salınmasını sağlar.
Teknoloji, belirli bakterileri enfekte eden virüsler olan fajlara dayanmaktadır. Araştırmacılar, E. coli O157:H7’yi enfekte ettikten sonra genomunu bakteri hücrelerinin kromozomuna entegre edecek şekilde bir fajın genetiğini değiştirdi. E. coli kromozomuna entegre edildikten sonra faj, ışık ortaya çıkaran ve enfekte olmuş hücrelerin parlamasına neden olan bir enzim üretir. Parlayan bir kültür, E. coli O157:H7’nin varlığını gösterir.
Çalışmanın iki ortak yazarı, bir Purdue Gıda Bilimi Profesörü olan Ph.D. Arun Bhunia ve Ph.D. ve George Paoli, Ph.D. USDA’nın Wyndmoor, Pensilvanya’daki Tarımsal Araştırma Servisi’nden (ARS). Gehring ve Dr. Paoli’nin Dr. Applegate ile yaptığı işbirlikleri, ARS ile Purdue’nin Gıda Güvenliği Mühendisliği Merkezi arasında uzun süredir devam eden bir işbirliğinin parçasıdır.





