Et/Süt/Yumurtalarım Antibiyotik İçerir mi?

Marketteki et, süt ve yumurtalar antibiyotik içermez. ABD Tarım Bakanlığı (USDA) Gıda Güvenliği ve Denetleme Servisi (FSIS), güvenliği sağlamak için hayvansal ürünler için bilime dayalı test ve izleme programları kullanır. Bu protokoller, eser antibiyotik seviyelerini piyasaya ulaşmadan önce tespit edebilmelerini sağlamak için rutin olarak değerlendirilir. Bir ihlal bulunursa ürün imha edilir ve asla gıda olarak sunulamaz. İhlaller sütün üretildiği çiftliğe kadar izlenebilir ve çiftçiler cezalarla karşılaşabilir, para cezaları ödeyebilir veya sözleşmelerini/pazarlarını tamamen kaybedebilir.

“Antibiyotik İçermez” etiketleri yanıltıcı olabilir çünkü et, süt ve yumurtalar markete gelmeden önce güvenlik ve sağlıklı olduklarından emin olmak için belirlenen limitlerde USDA tarafından denetlenir. Bu standartları ihlal eden ürünleri satmak yasa dışıdır. İthal ürünler de bu yüksek standartlarda tutulmaktadır. 2019’da neredeyse tüm sütlerde (%99,99) antibiyotik kalıntısı testi negatif çıktı ve 2018’de etin %99,5’inden fazlası negatif çıktı. Pozitif ürünler atıldı.

Çiftçiler Neden Antibiyotik Kullanır?

İnsanlar gibi hayvanlar da en iyi bakım altındayken bile hastalanabilir veya yaralanabilir. Antibiyotikler hastalığın tedavisine ve yayılmasının önlenmesine yardımcı olur. Boşa harcanamayacak kadar pahalı oldukları için yalnızca gerektiğinde kullanılırlar. Çiftçiler, hayvan sağlığı kararları ve önleme planları yapmak için veteriner hekimlerle yakın işbirliği içinde çalışır. Çiftçiler hayvanlarını önemsiyor çünkü yapılacak doğru etik ve ahlaki şey bu. Mutlu, sağlıklı hayvanlar daha iyi büyür ve daha kaliteli ürünler üretir; bu nedenle, hayvan refahı ekonomik olarak da çok önemlidir.

Bir hayvana antibiyotik verildikten sonra gerekli bir bekleme süresi vardır. Et kesintisi, antibiyotiğin hasat edilmeden önce hayvanın sisteminden ayrılmasının ne kadar sürdüğüdür. Süt kesintisi, sütün insan tüketimi için güvenli hale gelmesinden ve artık atılmaması gerekmeden önce antibiyotiğin hayvanın sisteminden ayrılmasının ne kadar sürdüğüdür. Çiftçiler, bu zaman dilimini belirlemek için veteriner hekimlerinin ilaç etiketlerini ve talimatlarını takip eder. Çiftlik içi tedavi kayıtları da bunun önemli bir parçasıdır.

Antibiyotik Yönetimini Sağlamak için Yürürlükte Hangi Düzenlemeler Vardır?

Çiftçiler, hayvan sağlığı ve gıda güvenliği seviyelerini desteklerken antibiyotikleri akıllıca kullandıklarından emin olmak için Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) düzenlemelerine ve veterinerlik kılavuzlarına uyar. 40 yılı aşkın bir süredir, FDA’nın Veterinerlik Merkezi, bilimsel araştırmalara dayalı olarak hayvan ilaçlarını onaylıyor ve kullanımlarını, dozajlarını, ilaç kalıntı arınma sürelerini ve güvenlik standartlarını belirliyor. Ocak 2017’den itibaren, insan sağlığı için gerekli görülen antibiyotikler için veteriner gözetimi zorunludur ve yem ile sudaki tıbbi açıdan önemli antibiyotikler aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmıştır. Hayvancılık alanında tıbbi açıdan gerekli antibiyotiklerin kullanımı 2016’dan 2017’ye %33 oranında azaldı. Ocak 2023’ten itibaren, bazı hayvan ilaçlarının reçetesiz satılan statüsünden veteriner reçetesi gerektiren duruma getirildiği yeni bir yönetmelik yürürlüğe girdi.

Yemdeki Antibiyotikler Ne Durumdadır?

Çiftçilerin tedavi edici olarak ilaçlı yemleri (tıbbi açıdan gerekli antimikrobiyalleri içeren yemler) kullanabilmesi için bir Veteriner Yem Direktifi (VFD) gereklidir. VFD’ler yerleşik bir Veteriner-Müşteri-Hasta İlişkisi (VCPR) gerektirir; bu, veterinerin çiftlik (müşteri) ve hedefleri hakkında çalışma bilgisine sahip olduğu ve hastalar (hayvanlar) için tıbbi yargılardan sorumlu olduğu anlamına gelir.

Peki Hiç Antibiyotik Tedavisi Görmemiştir. İfadesi Ne Anlama Gelmektedir?

Organik ürünler gibi bazı hayvansal ürünler “hiç antibiyotik tedavisi görmemiştir” veya “antibiyotiksiz yetiştirildi” şeklinde etiketlenebilir. Bu, hayvanın hiçbir zaman antibiyotiğe ihtiyaç duymadığı anlamına gelir. Bu pazar için hayvan yetiştiren kişiler yine de gerekirse antibiyotik kullanabilirler ancak tedavi edilen hayvan, ilaç kalıntı arınma süresi geçtikten sonra geleneksel bir kanaldan pazarlanır. Bu hayvanlar artık “antibiyotiksiz yetiştirilmiş” veya “organik” etiketine sahip olmasalar da, yine de güvenli, sağlıklı, besleyici ve antibiyotiksiz ürünler sağlıyorlar. Bu uygulamalar tüketiciler için başka bir seçenektir.

Gıda için yetiştirilen hayvanlarda antibiyotik kullanımının ciddi şekilde kısıtlanması veya yasaklanması, çiftçilerin ve veteriner hekimlerin hayvanlarına yüksek kaliteli bakım sağlayacak araçlara sahip olmalarını zorlaştıracaktır. Sağlıklı hayvanlar, sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir bir gıda sistemi için kritik öneme sahiptir. Antibiyotikler, hayvan refahını ve sağlığını sağlamak için bir araçtır. Biyogüvenlik uygulamaları, aşılama, kaliteli beslenme, hızlı teşhis ve iyi sağlık uygulamaları önleyici tedbirlerdir. Ancak bazen bir tedaviye ihtiyaç duyarsınız ve antibiyotikler bu iş için en iyi araçtır. Antibiyotikleri basitçe yasaklamak yerine önleme ve etkili alternatif uygulamalar yoluyla antibiyotik ihtiyacını azaltmak, hayvan refahını, sağlığını ve antibiyotik yönetimini dengeler.

Antibiyotik Dirençli Süper Bakteri Nedir?

Antibiyotik direnci, bakterilerde; mikroplar, çevresel unsurlar ve antibiyotikler gibi varoluşlarına yönelik zorluklarla daha iyi yüzleşmek için sürekli olarak gelişir. Hastalıkları tedavi etmek için etkili antibiyotiklere sahip olduğumuzdan emin olmamız gerektiğinden, bu bir halk sağlığı sorunudur. Antibiyotik direncinin birincil nedeni, CDC’nin üzerinde çalıştığı bir alan olan insan tıbbında aşırı ve yanlış kullanımdır. Antibiyotiğe dirençli “süper bakterilerin” çoğu, hayvancılık kaynaklı değildir. Hayvan kaynaklı dirençli bakteriler nedeniyle tedavinin başarısız olma ihtimali yaklaşık 1 milyarda 1’dir. Hayvancılık, antibiyotik yönetimini hâlâ ciddiye alıyor çünkü antibiyotiklerin hayvanlarımızın tedavisi için etkili kalmasını sağlamak istiyoruz.

Farklı antibiyotik sınıfları bakterileri farklı şekilde etkiler. Aynı sınıftaki antibiyotikler benzer şekilde bakterileri öldürme eğilimindedir. Bu nedenle, belirli bir bakteri türü birine karşı dirençli olabilirken diğerlerine karşı olmayabilir. Antibiyotik yönetimi, direnç gelişimini önlemek için hastalığa neden olan bakterilere karşı etkili olacak doğru antibiyotiğin doğru dozda seçilmesini içerir. İnsan tıbbında ve hayvan tarımında kullanılan antibiyotiklerde çok az örtüşme var. Veterinerlik antibiyotiklerinin yalnızca yaklaşık %0,3’ü insan tıbbında kullanılanlarla aynı sınıftandır ve bunlar yalnızca hastalıkları tedavi etmek için kullanılır. Hayvancılıkta en yaygın antibiyotikler insan tıbbında nadiren kullanılır ve bunun tersi de geçerlidir. Hayvanlarda en çok kullanılan sınıf (tetrasiklinler, %44) insanlarda nadiren (%4) ve çoğunlukla sadece akne kremlerinde kullanılmaktadır. Hayvanlarda en sık kullanılan ikinci antibiyotikler (iyonoforlar, %30) insan tıbbında hiç kullanılmaz ve tıbbi açıdan önemli insan antibiyotiklerine karşı direnci arttırdığı bilinmez.

Antibiyotikler; güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir bir gıda arzı için temel bir araçtır. Çiftçiler, hayvan ve insan sağlığını desteklerken antibiyotik yönetimini ciddiye alıyor. Gıda sistemimizi korumak ve mağazadaki tüm et ve sütlerin antibiyotik içermediğinden emin olmak için sıkı düzenlemeler ve denetimler uygulanmaktadır.